floranatolica
floranatolica
 
Ara Üye girişi DDbtn
-

Ani Katedrali

Serdar Ölez, 2009

Kars / Türkiye

`Tanrı ve Ermenilerin ruhani lideri Katolikos tarafından onurlandırılmış Sarkis ve Ermeni ve Gürcüler şahenşahı Gagik`in şanlı hükümdarlığı zamanında, ben, Siunik Kralı Vasak`ın kızı, Ermeniler Kraliçesi Katranide, kendimi Tanrı`nın lutfuna emanet ederek zevcim Gagik şahenşahın emri üzerine, Ulu Smbat`ın temelini attığı bu kutsal katedrali inşa ettirdim...` (Katedralin güney yüzündeki yirmi bir satırlık yazıdan alıntı)
Katedral Ani`deki en büyük ve en önemli yapıdır. Çeşitli tarihi kaynak ve yazılara göre, Katedral`in inşaatı 989 yılında Kral II. Smbat döneminde başlamıştır ve bir duraklamadan sonra Smbat`ın ardılı Kral Gagik Bagratid`in eşi Kraliçe Katranide 1010 yılında tamamlattırılmıştır. Katedral, Ortaçağ Ermenistanı`nın en ünlü mimarlarından Trdat`ın eseridir. Selçuklu Devleti`nin başına geçen Alparslan ilk seferini 1064 yılında Bizans`ın elinde bulunan Kars ve Ani bölgesine yapmış ve Ani Kalesini fethetmiştir. Şehrin yağmalanması sırasında katedralin kubbesi üzerindeki haçı söktürmüş, Katedrali camiye dönüştürmüş ve ona Fethiye Camii adını vermiştir. Yapı 1124 yılındaki Kıpçaklı istilasına kadar 60 yıl cami olarak kullanılmış, ardından tekrar Hristiyan kullanımına geçmiştir. Katedral`in kubbesi 1319 yılında yaşanan büyük deprem nedeniyle yıkmıştır. Kubbenin onarımında ona ilk haline özgü olmayan bir kübik şekil vermiştir. Ancak bunun da 1832′de başka bir depremde yıkıldığı söylenir. Kuzeybatı ve güneybatı köşelerinde ki çatlaklar 1988 depremi sonucu meydana gelmiş, 1998′e doğru, çatının parçaları düşmeye başlamıştır. 2000li yıllarda ise Katedralin karşısında Ermenistan tarafında taş ocaklarındaki patlatmalar da ilaveten hasar meydana getirmiştir [1]. Bugün çelik desteklerle güçlendirilen doğu duvarı çökme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ermeni mimarisinin en gelişmiş kilise örneklerinden biri olarak nitelenen bu yapı, kubbeli bazilika ile kapalı Yunan haçının bir arada kullanılmasıyla oluşan bir plana sahiptir. Kırmızı tüf taşından yapılmış ve basamaklı bir zemin üzerine oturtulmuştur. Orta nef diğer neflere göre daha geniş olup, üzeri kubbe ile örtülmüştür. Apsisin iki yanına da hücreler eklenmiştir. Katedralin üç giriş kapısı vardır. Bunlardan batıdaki Halk Kapısı, kuzeydeki Patrik Kapısı, güneydeki de Kral Kapısı´dır. Katedralin cephe mimarisi üzerinde özellikle durulmuştur. Burada alçak rölyefler halinde örgü ve yaprak motifleri, sitilize edilmiş şekillerde adeta bir dantel gibi işlenmiştir. Yapının ince uzun pencereleri sağır yuvarlak kemerler içerisine alınmıştır. Ayrıca üçgen şeklinde nişler ince dekoratif sütunlarla da cepheye hareketli bir görünüm verilmiştir. Burada görülen yatay ve dikey hatlar, sivri profilli kemerler belki de Gotik mimarinin en erken örnekleridir. Katedralin yarım daire şeklindeki apsidi diğer bölümlerden daha yüksektir ve içerisi heykellerin konulduğu oyuklarla süslenmiştir. Apsisteki bu süsleme XI.yüzyıl kilise mimarisinin tipik bir örneğidir. Apsis bölümünün içerisinde XIII.yüzyılda yapıldığı sanılan freskler bulunmaktadır. Cami olarak kullanıldığı dönemde içerisine minber ve mihrap konulmuştur [2].