floranatolica
floranatolica
 
Ara Üye girişi DDbtn
-

EuroDisney

Yelda Kovuk, 2008

Paris / Fransa

Paris yakınlarında ki, çocukların düşlerini süsleyen eğlence parkı Disneyland´e her yetişkin giderken benim ne işim var diyor, ama gidince de çıkmak istemiyor.
Bütün bir gününüzü sıkılmadan, heyecanla ve eğlence dolu olarak geçiriyorsunuz. Bilet aldıktan sonra, otoparktan uzunca bir yol yürüyerek Disneyland Hotel ´in de bulunduğu girişe geliyorsunuz. Turnikelerden geçiş, yoğun kalabalığa rağmen akıcı. Girişte alacağınız mini harita size iyi bir rehber. Bir çok aktivite var. Tabii bir günde mümkün değil hepsini görebilmeniz. Hele uzun kuyrukları aşmak bir mesele. Ama en ilgi çekici ve eğlenceli yerlere FastPass adı verilen randevu sistemi kurmuşlar. Elinizdeki kartı makineye sokup belirli bir saat için randevu alıyorsunuz, randevu saatinde gittiğinizde beklemeden içeri girebiliyorsunuz. Fastpass olan aktiviteler mini haritada işaretli. Ayrıca harita da gün içinde yapılacak gösterilerin saatleri de mevcut. Disneyland;Main Street U. S. A, Discoveryland, Frontierland, Adventureland ve Fantasyland olmak üzere 5 bölümden oluşmakta. İçeri girdiğinizde Disneyland´ın büyülü atmosferi ile hemencecik kaynaşıyorsunuz. Girişten sonra ilk durak Main Street U. S. A tipik bir Amerikan kasabası görünümünde. Bu bölgede genelde hediyelik eşya satan mağazalar var. Bu bölümdeki nostaljik buharlı trene binerek bir gezinti yapabilirsiniz. Ama asıl kaçırılmayacak olan, akşamüstü yapılan büyük ve gösterişli geçit töreni. Çocukluğunuzda duyduğunuz masal kahramanları gerçeğe dönüşüyor adeta. Masal ve çizgi film kahramanları, güzel ve zarif dansçılar büyülüyor insanı. Frontierland´ in ana teması vahşi batı. Bu bölümün en ilgi çekici aktiviteleri Big thunder mountain ve `phantom manor´´. Her ikisinde de fastpass var. Big thunder mountain eğlenceli ve heyecanlı bir tren. Dağların arasından size çığlıklar attıracak hız ve eğimde giden bir madenci treni. Phantom Manor ise bir tür korku tüneli gibi. Önce sizi kocaman bir odaya alıp ışık ve resim oyunları ile perili, cinli bir eve girmiş hissi uyandırıyorlar. Sonra da ikişer kişilik koltuklara oturup bir gezinti yapıyorsunuz ilginç görüntüler arasında. Ama sürprizler falan beklemeyin sizi korkutacak. Öylece bir gezinti yalnızca. Ses ve ışık oyunları ile canlandırmalar. Frontierland de ayrıca tekne gezisi yapabilir, Kızılderili kasabası turuna katılabilirsiniz. Adventureland´in favori aktiviteleri, fastpass le girebileceğiniz Indiana Jones ve Pirates of caribbean (Karayip korsanları). Indiana Jones bakımda olduğu için giremedik, Pirates of caribbean ise bir tür su kızağı. Bu nedenle ıslanma riskini göze alıyorsanız girin bu bölüme. Mağaralar içinde korsanları ve hazinelerini keşfedin. Ses ve ışık oyunları ile bazen hareketli mankenlerle, korsanların içinde kalmış hissi uyandırıyor insanda. Fantasyland de ise adında anlaşılacağı gibi masal dünyası. Çocukluğunuzun masalları burada canlanıyor. Hemen girişinde ki ´´Uyuyan güzelin şatosu´´, zaten Disneyland de girince karşıdan renk ve görüntüsü ile dikkat çeken bir yapı. Ayrıca Pinokyo, Peter Pan, Alice harikalar diyarı ile ilgili aktiviteler de var. Ama bu bölümün en ilgi çeken yeri ´´It´s a small world´´ isimli bölüm. Burada ülkeler, milli ve yerel giysili bebekler ve ülkeyi simgeleyen eser ve sembollerle canlandırıyor. Yine su üzerinde bir yolculuk yaparken, müzik ve ışıklarla, bazen hareketli, bu bebekleri seyretmek gerçekten çok keyifli. Aslında gerçekten var mı bilmiyorum ama ne yazık ki bir Türk bebeği göremedik. Ve son bölüm Discoveryland, gezimiz sonunda aramızda en çok bahsi geçen yer. Çok eğlenceli ve heyecanlı anlar geçirdik bu bölümde. Space mountain-Mission 2 karanlık bir ortamda ki roller-coaster. Size yıldızların arasında roketle yolculuk hissi veriyor. Özellikle karanlıkta nasıl ve nereye hareket edeceğini bilemediğiniz için ani hareketlerle heyecan veriyor. Bir de bunun üstüne G-kuvveti üzerinizde hissedince.Bu nedenle hamile, kalp hastası gibi kişilerin binmemesi için uyarılarda bulunuyorlar. Bu heyecanın üstüne eğlenceli bir 3 boyutlu filmin gösterildiği sinemaya muhakkak gitmelisiniz. Konusu yılın icatları ödül töreni. Filmi tamamen anlatmayacağım ama 2 sahnesi vardı ki bahsetmeden geçemeyeceğim. Canlı cansız varlıkları büyültüp küçülten, klonlayan bir makineyi tanıtırken afacan bir çocuk makineyi karıştırıyor. Bir anda size doğru milyonlarca farenin geldiğini gördüğünüz gibi bir de oturduğunuz koltuk altından sizi ısırdıkları hissi veriliyor. Bir de devleşen bir köpeğin size doğru hapşırması. Yüzünüz bir anda ıslanıyor J Bu arada tabii ki gün boyunca Disneyland ´da kalınca burada bir şeyler yemek gerekiyor. Biz Fantasyland´ deki Toad Hall Restaurant ´ı denedik. Fish&chips mönü son derece doyurucu, balık sevenlere tavsiye edilir.