floranatolica
floranatolica
 
Ara Üye girişi DDbtn
-

Pisagor`un Memleketi

Yelda Kovuk, 2019

Samos / Yunanistan

Birçoğumuz öğrenim hayatımızdan Pisagor teoremini hatırlarız. Dik açının karşısında yer alan ve dik üçgenin en uzun kenarı olan hipotenüsün karesinin diğer iki kenarın karelerinin toplamına eşit olduğunu belirtir ve a2 + b2 = c2 denklemi ile bilinir. Teorem eski Yunanlı matematikçi Pisagor´un (M.Ö. 570 - M.Ö. 495) adıyla anılmakta ama gerçekte kendisinden çok daha önceki tarihlerde bulunmuş. Gelelim konumuza. Birkaç senedir kısa sürelerle gittiğim, her gittiğimde keyif aldığım Pisagor´un doğum yeri Samos bizim değişimizle Sisam adasından bahsedeceğim sizlere...
Yunanistan´ın büyüklük bakımından sekizinci adası olan Samos´a uzun tarihi boyunca çeşitli isimler verilmiş. Samos isminin nereden geldiği ile ilgili birçok hikâye bulunuyor. En başta olanı, adanın genelinde yüksek dağların bulunmasından dolayı İyoncada yükseklik anlamına gelen `sama` kelimesinden geldiği yönünde. Ada başta zeytin ve üzüm olmak üzere zengin yeşil alanlara sahip. Şarap ve yağ en önemli ürünlerinden. Adada tertemiz ve büyüleyici manzaraları ile insanı cezbeden bakir plajlar görülmeye değer. Tarihe merakı olanlar adanın uzun tarihini gösteren arkeolojik alanları,doğal yaşamı sevenler geleneksel dağ köylerini de ziyaret edebilir. Samos, gezilecek ve görülecek birçok yeri olan bunu da rahatça yapacak vaktiniz olacak büyüklükte sevimli ve şirin bir ada. Gelelim görülebilecek yerlere: VATHİ: Şehir, ismini aldığı Vathi körfezinde amfi tiyatro şeklinde inşa edilmiş. Sisam(Samos) da denen şehir 1854 ten beri adanın idari merkezi. Yürümeyi seviyorsanız ve kondisyonunuza güveniyorsanız dik eğimli bir arazi üzerine inşa edilmiş şehirde yokuşları tırmanarak geleneksel mimarisini, neoklasik yapıları, iki katlı taş evlerini, dar sokaklarını görebilirsiniz. Şehrin sahil yolunda restoran ve kafelerde hoşça vakit geçirebilir, arka sokaklarında turistik dükkânlardan alışveriş yapabilirsiniz. Yunanistan´ın en ilginç müzelerinden biri olarak kabul edilen ve adadaki antik yerleşimde bulunmuş tarihi eserlerin sergilendiği arkeoloji müzesinde 4,5 m boyundaki dünyaca ünlü dev antik yunan heykeli varmış ama biz ada çevresini gezmeyi tercih ettik. Meraklısı için ilginç olabilir. Ayrıca Samos`taki şarap müzesi, mükemmel Samos muskatının kuru veya tatlı varyasyonlarında şarap tadımı ve 19. yüzyıldan beri devam eden şarapçılık tarihi ile ilgilenenler için bir seçenek olabilir. Adayı ilk ziyaretimizde Aeolis otelde kaldık. Bize hoş bir sürpriz yapmışlardı. Odalarda küçük birer şarap şişesi ve adada hediyelik eşya dükkânlarında sıklıkla göreceğiniz Pisagor bardağı hediyesi ile karşıladılar. Adalet bardağı, açgözlülük bardağı gibi isimleri de olan ,matematikçi ama aynı zamanda bir mucit ve filozof olan Pisagor`un 2 bin 500 yıl önce icat ettiği bardak, ters çan biçiminde ve bir özelliği var. Dışarıdan normal bir kupa gibi görünmekle birlikte, kupanın altında bir delik, içinde bir sınır var. Bu sınırdan fazla doldurursanız içindekiler alttaki delikten tamamen akıyor. Vathi´de unutmadığımız bir anımız da var. Kiraladığımız arabayı teslim alıp, ana cadde çalışmadan dolayı kapalı olduğundan dar sokaklardan otele yerleşmek üzere giderken,ufak bir kaza geçirip tekeri patlattık. Adaya yeni indiğimiz için telefonlar da çekmiyor. Resmi giyimli bir asker kendi telefonu ile kiralama şirketini arayıp yardımcı oldu bize. Vathi´de öğle yemeklerimizi genelde Zen Restaurant´da yedik. Merkezde sahil yolu üzerinde ki restoranda çalışanlar ilgili ve güler yüzlü idi. Akşam ise Garden Tavernada canlı müzik eşliğinde hoş vakit geçirdik. Tüm çalışanları güler yüzlü ve samimiydi, arada sirtaki yapıp konukları da piste davet ediyorlardı. KOKKARİ: Adını geçmişte burada yetiştirilen küçük bir soğan türü Kokkari(arapcık soğanı) den alan, Vathi´nin 10 km kuzeybatısında ,zeytin ve çam ağaçları,üzüm bağları arasında , berrak denizi,plajları ,çok sayıda dükkan ve restoranın bulunduğu şirin ve küçük bir balıkçı köyü. Adanın en canlı yerleri arasında ve yakınlarında ki Lemonaki plajı görülmeye değer. PİSAGOR (PYTHAGORION): Adından da anlaşılacağı üzere ünlü matematikçi Pisagor´un doğum yerindeyiz. Samos antik kentinin harabeleri üzerine inşa edilmiş olan bu şehir, eski bir balıkçı köyü,bugün ise Samos´un hareketli bir turizm beldesi. Antik döneme ait Hera Tapınağı, Eupalion Tüneli gibi önemli arkeolojik yapılar sayesinde UNESCO tarafından Dünya Kültürel mirasları arasına alınmış. Küçük büyük birçok tekneyi barındıran marina etrafında restoranlar ve kafeler sıra sıra dizilmiş. Zaman zaman Türkçe konuşarak ya da Türkçe Menülerle Türk turistleri çekmeye çalışıyorlar. Biz Polykratis de şansımızı denedik,çok memnun kaldık. Menüden de fiyatlardan da.Sahil kenarında ki restoranlarda yemek yerseniz ,ücretsiz olarak şezlong ve şemsiyelerden faydalanıp, berrak görünümlü ama biraz serin sularında yüzüp güneşlenmek fırsatı bulabiliyorsunuz. Remataki ve Poseidon restoranlarında yemek yedik fena değildi.Hemen marinanın yanında bulunan Pisagor Heykeli ise bölgeyi ziyaret eden tüm turistlerin önünde fotoğraf çektirmek için sıra beklediği bir yapıt. Özellikle de Pisagorun pozunu vererek. Tarihe meraklı iseniz şehirdeki Arkeoloji müzesini, liman yakınlarında tepedeki 1824 yılında inşa edilen Lycurgus kalesi ve Metamorfosis Kilisesini ziyaret edebilirsiniz.Şehir yakınlarında ise 1026 metrelik tarihi su kemeri Eupalion Tüneli, Zeus´un karısı aynı zamanda kardeşi de olan Hera´ya yapılmış tapınak, antik tiyatro ve Panagia Spilianis Kutsal Manastırını görebilirsiniz. Manastırda bir mağara içinde şapel var. Manastırın ismi de buradan geliyormuş zaten. Mağaranın bakiresinin manastırı anlamına geliyormuş. Aynı zamanda kardeş olan 2 rahip tarafından Meryem Ana´ya ithaf edilen manastır 1586 da inşa edilmiş. Manastırın Hora ovasına ve Pisagora bakan harika bir manzarası var. Adaya ilk gelişimizde yaptığımız ada turunda Pisagor`u çok sevdik ve sonraki gelişlerimizde burada kaldık. Biraz şehrin dışındaydı otellerimiz ama her ikisinin de kendi plajları var. Glicorisa Hotel ve Doryssa Seaside Resort. Doryssa otelinde bir de folklor müzesi var. Adanın geleneksel ve eski dönemlere ait giyim, el sanatları, günlük eşyalar sergileniyor. MYTİLİNİ: Vathi´nin 12 km güney batısında, Kokkari ve Pisagor arasında bir vadide bulunan şehirde,otantik güzel evleri, kiliseleri , paleontoloji müzesini gezerek iyi zaman geçirilebilirsiniz. MANOLATES: Adını 1794 yılı civarında burada yaşamaya başlayan Manolis adlı kişiden almış. Adanın kuzeyinde, Vathi ile Kokkari arasında ki vadide yer alan, harika bir dağ köyü. Dağ yamacında, 340 m yükseklikte yer alan, dar sokakları, rengarenk çiçek saksılarıyla süslenmiş şirin köy evleri ile adada görülmesi gereken yerlerden biri. Manolates`e araba kiralayarak gidebilirsiniz. Ama virajlı ve dar yolu için ufak bir araba tercih etmenizi öneririm. Yolun sonunda geniş bir park alanına ulaşıyorsunuz. Ayrıca muhteşem bir Ege manzarasına da tanıklık ediyorsunuz. Burada da hoş bir anımız var. Bir nefes alalım derken önünde durduğumuz evden çıkan teyze bizimle konuşmaya başladı. Mübadele ile gelmiş Türkiye´den. Sizi görünce kendimi Türkiye´de zannettim diyerek ağladı. Bize elma ikram etti. HORA(CHORA): Pisagor yakınlarındaki köy 1854 yılına kadar adanın idari merkeziymiş. Samos mutfağı sunan geleneksel pastaneler,kafeler, barlar ve restoranların bulunduğu otantik bir Yunan köyü. KARLOVASİ: Adanın kuzeybatısında ve Vathi´ye 32 km uzaklıktaki Karlovasi adanın en büyük ikinci şehri. Şehre Vathi´den gelirken çok güzel deri çanta üreticileri görmüş ve alışveriş de yapmıştık. Meğer şehirde geçen yüzyılda birçok deri (tabakhane) fabrikası bulunuyormuş. Şehrin batısında, Potami plajı ve 11.yy da inşa edilen bir Bizans kilisesi olan Metamorfosis Kilisesi bulunmakta. Bu kilise Samos´un en eski kilisesi. 12.-13.yy da Venedikliler tarafından yeniden inşa edilmiş.İçinde ki objeler ,başka antik Yunan tapınaklarından getirilmiş.Ayrıca kiliseye yakın bir yerde şelaleler bulunuyor. Biz büyük şelaleye gidemedik. Zamanı olanlar ve yürümeyi sevenler için güzel olabilir ama cep telefonu pek çekmiyormuş oralarda, dikkatli olmakta fayda var. Monachus Monachus olarak isimlendirilen Kuzeydoğu Akdeniz Fok foklarının da görülebileceği plajlar Karlovasi´de. çok acıkınca ilk gördüğümüz restorana girdik burada. Anthemousa Restaurant, fazla turistik olmayan bir restoran .Biz memnun kaldık. Notlar: Adada üç ana limanı Vathi, Pisagor ve Karlovasi´de. Kuşadası ve Seferihisar´dan bu limanlara feribot seferleri düzenleniyor. Schengen vizeniz yok ise kapıda vize uygulaması mevcut. Evraklarınızı acenta aracılığı ile gönderiyorsunuz ve 45 Euro. Ama kapıda en son işlem yapılan bu kişiler olduğu için girişiniz biraz gecikiyor. Kapıda vize ile Günübirlik gitmek çok akıllıca değil. Mezeleri ve deniz ürünleri çok başarılı. Porsiyonlar doyurucu. Kurutulmuş ahtapotu muhakkak deneyin. Yöresel yemekler bizim mutfağımıza çok yakın . İsimleri de dahil. Ama biraz değişiklikler var tabi. Cacıkları aşırı sarımsaklı mesela. Zeytinyağlı domates dolmasını salçalı yapıp ,sıcak sunuyorlar. Bazı restoranlarda sürahi ile servis edilen ev şaraplarını tatmanızı tavsiye ederim. Geleneksel içkisi uzo rakıya benziyor, bazı restoranlarda rakı servisi de var. Yollar genel olarak dar. O yüzden araba kiralarsanız küçük modellerden almanızı tavsiye ederim.